bugün

sevdiği entry'ler

kasaba minnet etmektense keser sikimi yerim

elalemden medet umacağıma zorda olsa işi kendim yaparım manasında bir atasözü.

antidepresan

her yerde çalan, çok itici bir şarkı.

whatever it takes

Tanımlarını beğendiğim 7.nesil kaliteli bir yazar abidir.

cumhuriyet halk partisi

önce pandemi çığırtkanlığı, daha sonra sokak köpeği yalakalığından dolayı oy vermekten vazgeçtiğim partidir. oyumu istiyorsanız adınızdaki gibi halk partisi olacaksınız. yoksa sjw'lerin oylarıyla yetinmek zorunda kalırsınız.

daha önce chp ve adaylarına oy vermediğim hiçbir seçim olmadı. benim açımdan önümüzdeki seçim ilk olacak.

on iki hayvanlı türk takvimi

12 hayvanlı takvimi türk kökenli olup asya'da yaygın olarak kullanılmış takvim ve sistemdir.

Takvimde her hayvan bir yılı gösterir. Göktürk yazıtları, uygur kitap ve hukuk belgeleri, tuna bulgarlarının yazıtları, bulgar hakanları listesi ve manas destanı'ndaki bazı olaylar da bu takvim ile tarihlendirilmiştir. Başlığın ilk sahibi olduğum için özet geçmek yerine Aşağıya detayları kopyalıyorum. onturk.org'dan temin ettim.

görsel

ÇIÇKAN CILI (Sıçan Yılı): Bu yıl, Yan grubuna girer. Bu yılda doğanlar eşine az rastlanan hareketli insanlardır. Konuşmalarıyla başkalarının takdirini üzerlerine çekebilirler. Yüzlerce kilometrelik uzaklıktaki bir olaydan anında haberdar olurlar. işleri yolunda gider ve sezgileri güçlüdür. Uykuyu her zaman çok severler. Bazen gece vakti kalkıp uykularını açıp oturmayı da severler. Belirsiz işleri araştırma, sonucunu tahmin etme gibi meraklara sahiptirler. Güçlerini sınayacakları olaylara karışmaktan çekinmezler, tam tersine bundan zevk alırlar. Ellerinden gelmeyecek işlere de girişirler. Onlardan iyi ve inançlı bir dost olur. Kötü işlerden kaçmaya gayret ederler.Gece doğanlar gündüz doğanlara nazaran daha çeviktirler. Gündüz dünyaya gelenler ise çok pasaklı ve pısırık olurlar.

UY CILI (Sığır Yılı): Bu da Yan grubuna girer. Bu yılda dünyaya gelen erkekler, bayanlara karşı her zaman nazik olur ve onlara değer verirler. Bu yılda doğanlardan bazıları kalabalıktan uzak durmayı severler. Eğer mecburen kalabalık arasında bulunurlarsa da saygı ve hürmetlerini kendileri yaratmayı bildikleri gibi korumayı da bilirler. Akıllı ve bilinçlidirler. Bir konu hakkında doğru ve akılcı düşünebilme kabiliyetine ve becerisine sahiptirler. Bahtlı bir ömür sürerler. Bu yılda doğan kızlar, hanımlık tabiatına daha fazla sahiptir. Bahtlı bir hayat sürerler. Hastalıklı olsalar da uzun yaşarlar. Sığır ağır tabiatlı olduğu için bu yılda doğanlar da ağırbaşlı, geçmişi hatırlayıp dersler çıkarabilen ve hayat tecrübelerini göz önünde bulundurarak iş gören insanlardır.

COLBORS CILI (Bars/Pars Yılı): Bu yıl Yang grubuna girer. Bu yıl doğanlarda bahadırlık, ışık, sıcak kanlılık, çekinmeme gibi özellikler bulunmaktadır. Güçlü, kuvvetli, gayretli ve askerlik tabiatına daha uygun kişilerdir. Sertlikleri ve hükmedici tavırlarıyla çok çabuk fark edilirler. Bazıları kavgacıdır. Bu yıl doğan kadınlar, genellikle erkeklerin söylediklerini inatlaşarak veya nazlanarak yaparlar. Tam olarak da yerine getirmezler. Gençleri pars gibi çeviktir. Bu özellikleriyle de kötü olaylardan, hırsızlık vs. gibi kötü durumlardan ustalıkla kurtulurlar. Bu yılda doğanlar, yaptıkları her tür işi hiç saklamadan açıkça yaparlar. Çevresindekileri bu özellikleriyle sürekli şaşırtırlar. Bu sebeple onlara genellikle hürmet gösterilirEski Çin ata sözünde “Parsın gözü ejderhaya düşse, ejderha ortasından yarılır.” denmektedir. Bunun yanında bu yılda doğanlar yaptıklarından genellikle ve sık sık pişmanlık duyarlar. Pişmanlıkları çoktur.

QOYON CILI (Tavşan Yılı): Yan grubuna girer. Bu yılda doğanların sezgileri güçlüdür. Parlak bakışlara sahiptirler. Çok merhametlidirler. Tavşan tabiat olarak korkak bir canlıdır. Korktuğunda hızla kaçar. Bu yılda doğanlar da, bu özelliği kendilerinde taşırlar. Geleceği belli olmayan, sonu tahmin edilemeyen işleri seçerler. Kendileri de yollarını bulamazlar. Dışarıdan bakanlar, asıl amaçlarının ne olduğunu çabuk anlarlar. Toplum içindeki büyük işlerden uzakta dururlar. Kavgadan hoşlanmazlar. Hayatta genellikle orta yol tutar, bu şekilde yaşarlar. Onların içinden ne zengin ne de fakir çıkar. Ne çok iyi ne de çok kötü olurlar.

ULUU CILI (Balık Yılı): Herhangi bir konuda yapılacak olan değişiklikler konusunda yapıcı güç ve kuvvet olarak karşımıza balık insanları çıkar. Bu yıl, bahtlı yıllardandır. Bu yılda doğanların malı mülkü çok olur. Alınları açık, parlaktır, uzun ömürlü olurlar. Küçük de olsalar büyük de olsalar bu yılda doğanlar, kendilerinde hüküm vermeyi çok severler. Başkalarının işlerine karışmayı sevmezler.

CILAN CILI (Yılan Yılı): Balık gibi bahtlı yıllardan sayılır. Yılan yılı Yang grubuna girer. Bu sebeple de güç, kuvvet ve yiğitlik özelliklerine sahiptir. Eski Çin’de yılanlara ait özel tapınaklar da varmış. Yine de yılan, ihanet etme özelliği ile çok fazla hoş görülmez. Yılan yılında doğanlar diğer insanlardan saygı ve hürmet görürler. Çevrelerindekiler biraz da korktukları için onlara saygı gösterirler. Yılan yılında doğan erkekler bahtlıdırlar. Kızlar ise zorluklar ve mücadelelerle dolu bir hayat yaşarlar. Ayrıca dik kafalı olmalarıyla bilinirler. Bazı kötü kabul edilen işleri yapmaktan hoşlanırlar. Hatta suç sayılan işleri yapmaktan zevk bile alırlar. Bunun yanında vakur ve heybetli olurlar. Birçoğu güzel, boylu poslu olsalar da cana yakın değillerdir, merhamet duygusundan da yoksundurlar. Bu yılda doğanlar ağır sınavları başarmakta oldukça iyidirler, belalara da asla doğrudan karışmazlar.

CILKI CILI (At Yılı): At yılı güç kuvveti temsil eden Yang grubuna girer. Bu yılda doğanlar güçlüdürler, işlerini kendilerine inanarak ve güvenerek yaparlar. Yaşıtları arasında işlerini hızlı ve güzel yapmalarıyla dikkat çekerler. Hareketli olmaları da diğer özellikleridir. Hayatları hep hareket ve çalışma ile doludur. Gündüz doğanlar aceleci, koşuşturarak iş yapan hayatlarını bu şekilde geçiren insanlardır. Gece doğanlar ise rahat ve zevkine daha düşkündürler. At yılında doğanlar ipek, vs. gibi pahalı ve kıymetli giysileri vs.yi hiç acımadan alırlar. Bu tür şeylerden hoşlanırlar. Hayat yoldaşlarıyla hareketli ve hızlı olmaları açısından daha kolay iletişim kurar ve iyi anlaşırlar. Onlar, diğer insanların değerlendirmelerine göre bahtlıdırlar.

QOY CILI (Koyun Yılı): Koyun yılında doğanların en güçlü yaşadıkları duygu, sevgidir. Sezgileri de güçlüdür. Yakınlarına her zaman saygı ve hürmet çerçevesinde davranırlar. Kendi fikirlerini ve bakış açılarını kendilerine düstur edinerek yaşarlar. Yalnızlığı sevmezler. Kendilerini övmekten hoşlanırlar, patırtı gürültüyü biraz severler, üst makam ve mevkilerde olmaktan hoşlanırlar. Sözleri dürüsttür, söyledikleri de yerindedir. Bir konuda tam karar vermeden adım atmazlar. iyi özellikleriyle dikkatleri üzerlerine çekerler. Bunun yanında hareketli ve yiğit tavırlı olmalarıyla da tanınırlar. Yaşlandıklarında da soğukkanlı birer kişi olurlar.

MEÇiN/MAYMIL CILI (Maymun Yılı): Maymun yılı Yan ve Yang gruplarının karışımından ortaya çıkmıştır demek yanlış olmaz. Bu grupta yer doğanlar eğlencelerini kendileri yaratırlar. Ve sadece kendi eğlencelerinden zevk alırlar. Bu yılda doğan erkekler ileri görüşlü, sokulgan, biraz kurnaz, hemen öfkelenen, güçlü kişilerdir. Amaçlarını akılcı bir şekilde zekâlarıyla birleştirerek uygulamaya koyarlar. Kadınlar ise çeviklikleriyle dikkati çekerler.

TOOK CILI (Tavuk Yılı): Geçmişten gelen adetlere göre tavuk yılı, isyan yıllarıdır. Bu yılda doğanlar karşı cinstekilere ustaca tuzaklar hazırlarlar. Bunu kendileri için değil becerilerini ve ustalıklarını göstermek için yaparlar. Eli sıkı insanlardır, fakat gayretli ve güçlü kuvvetli olmalarıyla da dikkati çekerler. Onlardan fazla cömertlik beklememek gerek. Fakat, onlardan çok uzaklaşmak da gerekli değildir. Kötü iş yapmaya karşı kendilerini engelleyebilirler, her yerde güç ve kuvvet kullanmaktan imtina ederler. Erkekleri gururlu olmalarına rağmen saygı ve hürmette kusur etmezler. Edep, ahlak, kanun ve kurallar bu gruptakilerin hoşlandıkları terimlerdir.

iT CILI (it Yılı): Bu grup da Yan grubuna girer. Bu yılda dünyaya gelenlerin sezgileri çok kuvvetlidir. Kuvvetli ve ihtiyatlı insanlardır. Bu sebeple hem kendilerine hem de başkalarına karşı tenkitçi bir gözle yaklaşırlar. Güç kuvvet, zenginlik gibi akımlardan her zaman haberdardırlar. Gece doğanlar çevrelerinde ne olup bitiyorsa bıkıp usanmadan bunlara dikkat ederler. Nerede olurlarsa olsunlar kötü işlere, kavgaya hırsızlığa, vs. izin vermezler. Gündüz doğanlar ise biraz pasaklı ve obur oluşlarıyla farklıdırlar. Bu yılda doğanlar, akıllı, hafızası güçlü ve kendinden emindirler. Dostlarını gerekirse kıyamete kadar beklerler, onlar için kendilerini kurban ederler.

DOÑUZ CILI / QARA KiYiK CILI (Domuz Yılı): Bu yılda doğanlar övünmeyi severler. Yan grubuna girerler. Yang grubunun özelliklerinden de çok uzak değildirler. Rahatı, sessizliği ve temizliği severler. Kötü işlerden korkarlar. Bu tür işlerle karşılaştıklarında kötülüğün önünü keser, engellemeye çalışırlar. Bu gruptakiler, çok gösterişli olmasa da lezzetli ve güzel yemekleri severler. Bayanları, edeplidirler, iyi terbiye almışlardır.

Çin’de domuz hakkında birçok batıl inanç ve itikat devam etmektedir. Onlarda domuz rüyaya girerse iyiliğe yorulur. Bir barikatın önüne gelen domuz buraya başını diremezse o ordu yenilirmiş. Domuz beslenmeyen köyler kutsal sayılmazmış.Domuz ve maymun hem en iyi hem de en kötü hayvanlar grubunda sayılıyor. Rivayetlere bakıldığında bu müçellerde doğanlar, biraz telaşlı, biraz kavgacı, bazen uzlaşmacı ve çabuk uyum sağlayıcıdırlar.

12 Hayvanlı Türk takvimi, toplumdaki bazı sosyal ve ekonomik gelişmeler, bunlarla bağlantılı olan etkinlikler sürecinde halkın gözlemleri, elde ettiği pratikler ve yılların süzgecinden geçen değerlendirmelerin bir sonucu olarak ortaya konmuştur. Bu takvim, her şeyden önce ve her şeyden öte halkın gözlem gücünü, pratik zekâsını, olaylar karşısındaki pratikliğini, değerlendirmelerdeki isabetli tespitlerini ve halk bilgeliğini bize göstermektedir.

insanoğlu, içinde bulunduğu ve tamamına hükmedemediği “zaman”ı kendi ölçüleriyle belirlemek, ona hükmetmek ve zamanı kendince sınırladığını tasdik ettirmek için tarih boyunca en ilkelden en gelişmişe kadar takvim oluşturma çalışmalarını daima sürdürmüştür. Bengütaşlar’da bu anlayışın ortaya çıkışı sayabileceğimiz “Öd tengri yaşar/yasar/aysar, kişi oglı kop ölgeli törimiş.”(Kül Tigin Bengütaşı, Kuzey Yüzü, 10) ifadesinde de Tanrı’nın yaşadığı veya belirlediği “zaman” kavramına, insanoğlunun hükmetme ve içinde yaşadığı zamanı kendince belirleme çabası, takvimlerin oluşturulmasındaki sebeplerden biri olmalı.

Burada, Türklerin ilk olarak zamanı daha rahat ve düzenli şekilde kullanmak için sistemli hale getirip belirlemesi, ikinci olarak takvimleri -daha küçük boyutta yıl, ay ve hatta hafta şeklinde bölümlenmiş zaman dilimlerini- adlandırması, aynı zamanda onların kâinat tasarımlarını, onu nasıl adlandırıp nasıl yorumladıklarını da bizlere göstermektedir.

Atatürk Üniversitesi Türkiyat Araştırmaları Enstitüsü Atatürk Üniversitesi Türkiyat Araştırmaları Dergisi (Uluslar arası Hakemli Dergi) – TAED 39 – Prof. Dr. Hüseyin AYAN Özel Sayısı (Editör: Prof. Dr. Pervin ÇAPAN), Erzurum, 2009, s. 671 – 683.

12 HAYVANLI TÜRK TAKViMi —ZAMANA VE iNSANA HÜKMETMEK— TURKISH TWELVE-YEAR ANIMAL CYCLE CALENDAR -To dominate Time and Human-

Nergis BiRAY

Dipçe : 12 hayvan takvimi ile ilgili olarak anlatılan efsaneler :

Kaşgarlı Mahmud, Divanü Lugât’i-t-Türk’te Türklerin bu yılların her birinde hikmet var sanarak onunla fal tuttuklarını, uğur saydıklarını belirtir. Verdiği bilgilere göre “ud yılı, savaşların çok olduğu bir yıldır. Takagu yılında yiyecek çok olur, ancak insanlar arasında kargaşa olurmuş. Timsah yılı girdiğinde yağmur çok yağar, bolluk olurmuş. Domuz yılında kar ve soğuk çok olurmuş. Yani böylece Türkler her yıl bir şey olacağına inanırlarmış.”

Kaşgarlı, 12 Hayvanlı Türk takviminin ortaya çıkışı hakkındaki Uygur rivayetini de şöyle vermektedir: “Türk hakanlarından birisi kendi idaresinden birkaç yıl önce yapılmış olan bir savaş hakkında bilgi almak ister. Ancak danışmanları o savaşın yapıldığı yıl hususunda yanılırlar. Bunun üzerine Hakan, kendilerinin bu tarihte nasıl yanıldılarsa, daha sonra geleceklerin de yanılabileceklerini, bu sebeple göğün 12 burcu ve 12 ay sayısınca her yıla birer ad konulmasını ister. Hakanın teklifi kurultayca benimsenir. Daha sonra bir sürek avına çıkılır. Hakan, hayvanların Ilısu’ya doğru sürülmesini ve sıkıştırılmasını emreder. Av bu şekilde devam eder. Bu sırada bazı hayvanlar suya atlayarak karşı sahile çıkmaya çalışırlar. On iki hayvan bunu başarır Böylece karşıya geçen hayvanların adını sırasıyla her bir yıla ad olarak verirler. Bu hayvanlardanbirincisi sıçan (sıçgan) imiş. ilk geçen bu hayvan olduğu için senenin başı bu adla anılmıştır.”

Türkmenler arasındaki rivayet:
“Eskiden hayvanlar arasında “Kim yılı önce görürse, onun adı yıl adlarının ilki olsun” şeklinde bir şart öne sürülmüş. Bunu duyan deve “Ben hayvanların hepsinden uzun ve iriyim, bu yüzden de yılı ilk ben görürüm, adım da yıl adlarının birincisi olur.” diye kibirlenmiş. Ama yılın görüleceği sıralarda sıçan devenin hörgücüne çıkıp deveden önce yılı görmüş. Yıl adlarının ilkine de onun adı verilmiş. Deve buna çok sinirlenip sıçana saldırmış. Sıçan kuma (başka rivayette küle) girip saklanmış. Devenin hala kül görünce oturup ağnaması taa o zamanki düşmanlıktan kalmadır”, derler.

Kazak Türklerindeki rivayet de hemen hemen aynıdır.
Bu efsanenin Buryat-Moğollar arasında anlatılan şeklini, Kazak SSR Ilımlar Akademiyası üyesi A. Maşanov şöyle yazıyor:
“Sıçanla deve “Günü kim önce görecek?” diye çekişiyorlar. Deve sıçana bakıp: “ Senin boyun benim kirpiğim kadar bile değil, sana göre ben yatan bir dağ gibiyim.” diye kibirlenmiş. Sıçan da:”Boyuna güvenme, aklına güven!” demiş. Deve gece boyunca gözünü kırpmadan doğuya bakmış. Sıçan ise devenin hörgücüne çıkıp batıya doğru bakmış. Çünkü o güneş doğunca ışığının batıdaki dağlara düşeceğini biliyormuş. Böylece güneşin doğuşunu ilk olarak sıçan görmüş. Bunun üzerine Buryat-Moğollar gece yarısından sonra başlayan ilk saate “sıçan saati”; ilk aya “sıçan ayı”, ilk yıla da “sıçan yılı” demişler

bürgüt

Kırgızca, ve Kazakça gibi Türk dillerinde kartal anlamına gelen sözcüktür.

behiç erkin

türkiye cumhuriyeti'nin kuruluşunda önemli katkıları bulunan kişi. behiç erkin devlet demiryollarının da babası olarak bilinir. çanakkale savaşı sırasında cepheye silah ve bilimum araç gereç taşınmasını sağlamıştır. milli istihbarat teşkilatının kurucularındandır. ayrıca itü'nün özerkleşmesini ve türkçe dilde eğitim yapmasını sağlamıştır.

daha sonraları ikinci dünya savaşı sırasında da büyükelçilik görevini yürütmüştür. kendisine almanya veya fransa büyükelçiliği teklif edilmiş, kendisi de nazi almanyasının uyguladığı zulümden hazzetmediğinden fransa büyükelçiliğini kabul etmiştir. ancak burada da nazilerden kurtulamamıştır.

fransa naziler tarafından işgal edildiğinde diğer ülkelerin tüm büyükelçileri konsolosluklarını kapatıp kendi ülkelerine geri dönmüştür. behiç erkin'e de geri dönmesi söylendiğinde o bunu kabul etmeyerek konsolosluğu açık tutmuştur. bu sayede de fransada bulunan türk yahudilerle birlikte yirmibin'den fazla yahudiyi de nazi zulmünden kurtararak türkiye'ye sağ salim ulaşmasını sağlamıştır. yahudiler tarafından büyükelçinin trenleri adı konan trenlerle fransa'dan türkiyeye bir çok yahudi getirilmiş ve naziler tarafından yakılmaktan kurtulmuştur. behiç erkin bizzat ölüm kamplarına giderek türk tebaasına bulunan fakat yakalanıp ölüm kamplarına atılan yahudileri de oradan çıkarmıştır.

kendisi mustafa kemal atatürk'ün e zaman zaman fikir danıştığı yakın arkadaşlarından birisidir. soyadı da atatürk tarafından verilmiştir. hiçbir şarta bağlı kalmadan, istediği gibi davranabilen ve doğru fikirler verebilen, özgür,hür anlamına gelen erkin soyadı mustafa kemal atatürk tarafından verilmiştir.

fakat maalesef bu kadar fazla önemli işlerde bulunmuş birisinin adı ülkemizde pek bilinmez. torunu emir kıvırcık'ın yazmış olduğu büyükelçi ve cepheye giden yol adında kendisini anlatan iki kitap mevcuttur. türkiye cumhuriyetine bu kadar büyük katkıları olan bir kişiyi tanımak amacıyla en azından bir tanesinin alıp okunması gerekir.

bildung

almanca bildung kelimesi, bir genci ömür boyu süren bir yaşam biçimine hazırlayan kişisel oluşum sürecine verilen isimdir. on dokuzuncu yüzyılda bildung kurumsal bir çerçeve kazandı, yirminci yüzyılda bunun sonuçları somutlaştı ve yüzyılın ortalarında, william whyte’in the organization man, c. wright mills’in white collar ve michel crozier’nin bureaucratic phenomenon adlı kitapları gibi eserlerde sergilendi. whyte’in bürokratik bildung görüşü şöyleydi: şirket içinde, sebatkârlık, sadece kısa vadeli ödüller getiren ani hırs patlamasından daha önemli hale gelir. crozier’nin fransız şirketlerindeki bildung üzerinde yaptığı analiz, bireyin kendini anlama şeklini düzenleyen hayali bir nesne olarak merdiveni konu alıyordu; ister iner, ister çıkar, ister olduğun yerde kalırsın; ama üzerine basacak bir basamak hep vardır.

#bildung